Emel Güzelgöz Vural Yazdı..! Kadınlar Gününe Özel...
Emel Güzelgöz Vural Yazdı..! Kadınlar Gününe Özel...
Sistemin içine hapsedilen kadınlar...
Yaşadığı çevre, üstlendiği sorumluluk, yaptığı meslek, sahip olduğu karakter ve kapasiteden bağımsız olarak kadınlar, hep bir mücadele içindeler.
Bir sürü beklenti ile büyütülüp, fazla sorumluluk verilerek ileride mutsuz olmaya meyilli hale getirilen kadınlar yaşam yolculuklarında kendi yollarını bulamazlarsa, yanlış bir yolda yürüyorlar maalesef.
Ve çoğu, ya bunu farketmeden yapıyor ya da farketse de yapacak başka birşey olmadığı için öylece devam etmek durumunda kalıyor.
İdealleri ve yaşam tarzları doğrultusunda, bir şeylerden feragat etmeyi göze alanların, sisteme direnenlerin sayısı parmakla sayılacak kadar az. Ya diğerleri…
Her gün ya haberlerde, gazete köşelerinde ya da komşu, arkadaş, akraba çevresinde karşımıza çıkıyor.
Duyduklarımız mağdur olanlar ya da isyan edip ses çıkaranlar.
Ya duymadıklarımız, yaşadığı hayatı normal sanıp farkında olmadan insanca yaşadığını sananlar…
Ya da farkında olup ta ses çıkaracak hakkı kendilerinde göremeyen kadınlar…
Üstelik sadece sistem de değil bunun nedeni…
Bazen ebeveyn, yakın arkadaş, komşu, akraba, öğretmen, bazen kültür ve coğrafya…
Çocuklar büyümeye başladıkça, topluma göre şekillenmeye başlıyor yaşamları. Kızlardan belli bir saatte evde olmaları bekleniyor, başka bir ülkeye okumaya ya da gezmeye gönderme planlarına dahil edilmeyebiliyorlar, evlenince erkeğin tapulu malı olmaya, ayrılırlarsa dışlanmaya maruz bırakılıyorlar maalesef.
Eteğinin boyu, rujunun tonu,içtiği içki, söylediği şarkı, yüksek sesle attığı bir kahkaha,eve girdiği saat, eşine verdiği tepki, istemediği cinselliği dile getirmesi yanlış sayılırken; fiziksel ya da sözlü şiddet, aldatılma, aşağılanma, istemediğini yapmaya zorlanması, her adımının hesabını vermesi normal sayılıyor.
Evde çocuklarının sorumluluğunu alan kadın çalışıyor sayılmıyor. Gerek karşı cins, gerekse hemcinsleri tarafından küçümseniyor, önemsenmiyor, eleştiriliyor ne yazık ki.
Oysa kadın ister çalışsın ister çalışmasın, doğursun doğurmasın, güzel ya da çirkin olsun herkes gibi bu hayatta insanca yaşama hakkına sahip.
İstediğini yapabildiği kadar istemediğini yapmama hakkına sahip.
Dolayısıyla her yıl kutlanan bir gün olmaktan çıkıp, her gün değeri verilen bir insanlık sürecidir kadın olmak.
Karşılıklı saygı, anlayış, şefkat duygularıyla insan olma özünü sürdürmektir anlaşılması gereken.
Bunun için her birimizin bilinçli olmasının yanında, ülkelerin sistemlerinin, yasalarının önemi çok daha büyük ve kıymetli.
O halde 08 Mart’ta herkesi saygıya, anlayışa, nezakete, etrafındaki kadınlara gösterdikleri tavırları düşünmeye davet ediyorum.
Emel GV
08 Mart 2024
İzmir
Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.