Her gün sınıfımda okulda bugünün tarihini yazarım : « Bugün sonbahar ! »
« Hayır Hanimefendi. Bugün kış ! Moskova’da sonbahar yok ! » bir öğrenci bana söyledi.
Eylül yine çok güzeldi. Eylül ayında insanlar hâlâ dolaşıyor. Şehrin güneyindeki Kolomenskoi
gibi büyük parklarda güneşin altında kalıyorlar. Bir kez daha bisiklete biniyorlar, köpeklerini
gezdiriyorlar, dondurma yiyorlar. Ama çimenler artık sarı, bu bir işaret : yakında son, daha
doğrusu kışın başlangıcı. Öğrencimi anlıyorum.
Açık renkli elbiseleri, tişörtleri ve sandaletleri çok çabuk unutuyorum. Dondurmayı
unutuyorum (Ruslar onları her mevsim yiyebilirler!) Parkları unutuyorum, gösteri salonlarını
arıyorum.
Sürpriz benim için çünkü hafta içi bile tiyatro ve opera salonları dolu. Sanırım Rus kültüründe
olduğu için. Çocuklar gösteriye küçük yaşta geliyor ve bu nedenle ilgileniyorlar. Üstelik
fiyatlar da iyi.
Mutluyum: Bolşoy Tiyatrosu'na gitmek için bilet aldım ve bu kolay değil. Fiyatlar pahalı ama
herkes Bolşoy'a gitmek istiyor. Herkes hayal kurmak ister! (50.000 rublelik biletler gördüm!
Olmaz!)
Bu tiyatro (1825’te açıldı) en bilineniydi, en iyisiydi ve hâlâ muhteşem. Gösteri sahnede.
Benim için bu bir baleydi (“Uyuyan Güzel”, Çaykovski'nin müziği). Yalnızca şiir ve
güzelliktir. Orkestra da oldukça kaliteli. Gösteri de odada. Dekorasyonlar ve kumaşlar altın,
halılar kırmızı.
Herkes mutlu ve çok insan fotoğraf çekiyor çünkü o tiyatro çok özel. Buradaki herkes başka
bir dünyada, başka bir tatlı gerçeklikte bir çocuk gibi.
Yanımdaki insanlar hayranlar. Tüm detaylara bakıyorlar, balenin tarihini biliyorlar, dansçılar,
kostümler hakkında yorum yapıyorlar... Sonunda sadece tek bir şey istiyorum: geri dönün!
Bolşoy Rusçada büyük anlamına geliyor. Artık nedenini biliyorum.
Kışın tiyatrolarda çok sıcağız, iyi bir fikir!