İstiklal Marşı'nı gözbebeği formunda yazdı

“Safranbolu’da Bir-İz” Hüsn-i Hat ve Kaligrafi Sergisi, 20 Nisan cumartesi günü Cıngıllıoğlu Sanat Galerisi’nde açıldı. Bu yıl 48’ncisi kutlanan Turizm Haftası (15-22 Nisan) kapsamında Kültür ve Turizm Bakanlığı Somut Olmayan Kültürel Miras Taşıyıcısı Niyazi Ünal ve öğrencileri tarafından açılan sergi, yerli ve yabancı turistlerinde ilgi odağı oldu.

Hat ve Kaligrafi Sanatçısı Niyazi Ünal, hem tarihi bilgilerle hem de geleneksel el sanatına farklı bakışıyla sergiye katılanları, Türkiye Yüzyılına özel dairesel biçimli “İstiklal Marşı”nın 10 kıtasının da yazılı olduğu, 100 adet bağ (tığ) deseni ile çevrelenen, gözbebeği formundaki çalışmasıyla etkiledi. Latin Ma’kıli yazı çeşidinde, 40×40 cm ölçülerinde baskı çalışması için “Türkiye’nin Gözbebeği” ifadesini kullanan Sanatçı Ünal, sergi hakkında şu bilgilere yer verdi: Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın “Unutulmaya yüz tutmuş el sanatları” projesinde yer alan “Hat Sanatı” Karabük ve Safranbolu’da ilgi görmesi bizi çok heyecanlandırdı. Açıkçası böyle bir projeden Karabük’te daha önce herhangi bir çalışma olmaması da bizleri üzdü. Bugünden itibaren neler yapılabilir? Bu sorunun yanıtını hep birlikte yanıtlayacağımızı düşünüyorum. Geleneksel Türk El Sanatları Hat Ana Sanat Dalı mezunuyum. Memleketime aldığım hat sanatı eğitimi ve İstanbul’da edindiğim iş hayatımdaki tecrübemle ne yapabilirim diyerek yaklaşık bir yıl önce geldim ve burada da sergimizi açtık.

Safranbolu ‘Hat Sanatı’nın Merkeziydi

Sergide Hüsn-i Hat ve Kaligrafi Sanatı arasındaki farka da değinen Sanatçı Ünal, Safranbolu’nun Osmanlı Dönemi’nde 19-20. yüzyıllarda 300’e yakın Hattat (Hat Sanatçısı)’ın olduğunu, Türkiye’nin çeşitli bölgelerine ihraç edilmek üzere buradaki bir okul ya da medresede Mushaf (Kuran’ı Kerim) yazıldığını ifade etti. Konuşmasında: “Safranbolu, İstanbul başta olmak üzere Şumnu, Isparta, Tokat ve (Larende) Karaman gibi Mushaf yazan hattatların yetiştirildiği bir merkeze sahipti. Bu bilgilere Prof. Dr. Süheyl Ünver’in araştırmalarına göre ulaşıyoruz. Birbirinden önemli isimlerin arasında Mehmet Şevki Efendi, Mehmet Vasfi Efendi gibi isimlerin olduğu biliniyor. Bu kadar özel bir yerin, tarihi sürecine bakıldığında hat sanatı konusunda desteklenmesi ve yeniden bir sanat okuluna sahip olması gerektiğini düşünüyoruz. Böylece tarihi çarşıda workshoplarla halkımıza açık, kolay öğrenilebilir olduğunu gösterebiliriz.” diyerek 30’a yakın öğrencilerinin sergideki emeklerine değindi.

Çocuklar Hat ve Kaligrafi’de çok başarılı

Hat ve Kaligrafi Sanatçısı Niyazi Ünal, suç oranlarının artmasının sebeplerinden birinin hayatımızdaki boşluklar olduğunu belirtti. Özellikle çocukların ve gençlerin sanatı benimsemesi ve boşlukları faydalı bir şekilde doldurması gerektiğini vurguladı. Ünal, çocuklara kültürel mirasımızı öğretmemizin önemine değinerek, sanatı koruyarak geleceğe taşıyabileceğimizi söyledi.

Ünal’ın öğrencileri arasında yer alan 5 yaşındaki İpek Serra Turan ise serginin en renkli hat sanatı eserini sergiledi. Sergide eserleri bulunan diğer öğrenciler ise şunlardı: İhsan Kapanşahin, Melike Köroğlu, Simge Uludağ, Ferdane Turan, Leyla Yeter Çakır, Havva Deniz, Adem Özçetin, Alperen Ünsal, Gülzina Nuridinova, Jahangir Nematullayev, Nermin-Zehra Küçükzoroğlu, Ahmadhan Nasriddinov, Abdulbosit Nasriddinov, Cankınay Seyitbek Kızı, Fatma Zehra Tekin, Dilek Özal, Kevser Korkmaz ve Abdulbosit Abdulbokiev.

Ünal, sergiye katılan öğrencilere teşekkür ederken, 7’den 70’e herkesin sanatı keşfetmeye ve katılmaya davet etti. Özbek ve Kırgız dostlarının da sergide yer aldığına dikkat çekerek, sanatın insanları bir araya getiren güçlü bir araç olduğunu belirtti. (BSG)